30 Mayıs 2014 Cuma

Neden ve nasıl yazacağız? - 5 soru ve cevapla yazma rutinine genel bakış


Yazma rutinine programına başlamamıza çok az kaldı. Pazar sabahı ilk adımla başlıyoruz. Başlamadan aklınıza takılabilecek konularla ilgili biraz daha açıklama yapmakta fayda var diye düşündüm. İşte 5 soru ve cevapla yazma rutinine genel bakış:

  • Ne yazacağımı bilmiyorum. Neden yazma rutini oluşturma programına katılayım ?

Bir şeyler yazmaya başlamak için ilham gelmesini beklemeyin. Yazacak konu o kadar çok ki. Etrafınıza biraz daha dikkatli bakmanız yeterli. Neden yeni aldığınız bir kalem, defter, kıyafet, bilgisayar, vs. gibi bir eşya hakkında neden aldığınız, avantajları ve dezavantajları hakkında bir yazı yazmayasınız ? Neden bir günlük oluşturup her gün başınızdan geçenleri, sevindiğiniz, üzüldüğünüz şeyleri yazmayasınız ? Beğendiğiniz yemek tariflerini, en son okuduğunuz kitap hakkında düşüncelerinizi, seyahat planınız varsa göreceğiniz yer hakkında beklentilerinizi, seyahatten sonra da öğrendiklerinizi not edebilirsiniz. Bir kere bakmaya ve görmeye başladınız mı, aslında ne kadar çok yazılacak şey olduğunu farkedecek ve karar vermekte zorlanacaksınız. Program boyunca bu konuda da tavsiyeler vermeye çalışacağım.

  • Yazma rutini sadece yazdığımız zamanları artırmayı mı amaçlıyor ?

Yazma rutini sadece yazma süresine odaklanmıyor. Yazma işini kolaylaştırmayı, düzenli hale getirmeyi, yazma öncesinde yaptığımız araştırma, okuma, not alma, taslak çıkarma, vb. evreler üzerine dikkat çekmeyi de amaçlıyor.

  • Ya yazmak için zamanım yoksa?

Yazarların kendilerine göre rutinleri oluyor. Kimi sabahın erken saatlerinde kalkıp herkes uyurken yazıyor, kimileri sadece sabah 9 akşam 6 arası ofislerinde verimli olabiliyor. Ama yazmak için uzun ve kesintisiz zaman aralıklarına ihtiyacınız olduğunu düşünmeyin. Kısa sürelerde de çok büyük işler başarılabilir. Yeter ki düzenli yazın. Zaten bu programın amaçlarından biri, size en uygun zamanları ve verimliliğinizi artırmak için en uygun yöntemleri deneyerek keşfetmenize yardımcı olmak.

  • Her gün yazmak neden önemli ?

Yazma alışkanlığı da kaslar gibi. Nasıl uzun süre spor yapmayan biri sporun ilk gününde kas ağrısı çekerse, hiç yazmamış biri için yazmaya başlamak da sancılı oluyor. Yine spor yapar gibi, ara vermeden düzenli yazarsanız da bir o kadar kolaylaşıyor. Bu nedenle her gün yazmalıyız.

  • Yazmak için başkalarına neden ihtiyacım olsun ki?

Kağıt, kalem, daktilo, bilgisayar farketmez, yazmaya başladığınızda sözcükler ve siz varsınız sadece. Yazma eylemi yalnızlaştırıyor çoğu zaman insanı. Halbuki yazarların yaşadıkları, sorunları, deneyimleri birbirine benziyor. Bu nedenle, hem bu yanlızlıktan kurtulmak, hem de sorunlarımızı paylaşarak çözüm bulmak, verimlilik ve devamlılık açısından çok önemli. "Yazma" işini ciddiye alan herkesin kendine bir "yazar" grubu bulmasında fayda var.

Umarım bu açıklamalar faydalı olmuştur. Yazı rutini adımlarını merak ederseniz yazma rutini etiketine göz atmayı unutmayın. Pazar sabahı görüşmek üzere!



27 Mayıs 2014 Salı

Yeni ay, yeni alışkanlıklar - Yazma rutini oluşturmaya var mısınız?


Soma'da olanlar, daha sonra Okmeydanı'nda yaşananlar, burada baharın bir türlü gelememesi, bir yandan benim özel hayatımda yaşadığım sıkıntılar, yazma rutinimi ve blog yazılarımı da sekteye uğrattı maalesef. Böyle uzun süre ara verince, yazmaya yeniden başlama ve verimliliği artırma da bir o kadar zor oluyor. Bu nedenle bu bloga ilk başladığımda uyguladığım yazma rutini geliştirme programını tekrar uygulamaya karar verdim. Alışkanlıklar ancak düzenli olarak yapıldığında yerleşiyor ve benim bu konuda pek temiz bir geçmişim yok :) O yüzden benim de bu alışkanlığı pekiştirmem gerekiyor.

Siz de benim gibi "Ne yazacağım? Nasıl yazacağım? Nasıl daha düzenli çalışacağım?" gibi kaygıları yaşıyorsanız, Haziran ayı boyunca yazma rutini oluşturmak için bana katılmaya ne dersiniz?

Yazma rutini ile ilgili yazılara yazma rutini etiketinden ve 30 günlük yazma rutini ve başka alışkanlık oluşturma programlarına Lift sayfasından ulaşabilir, katılımla ilgili sorularınızı da bu kaydın altına bırakabilirsiniz. Bu çağrıyı, bunun gibi bir aylık yazma kürüne katılmasının faydalı olacağını düşündüğünüz arkadaş, eş, dostla paylaşırsanız da tabii ki çok mutlu olurum. Ne kadar çok kişi katılırsa bizim için o kadar motive edici olur.

1 Haziran Pazar itibariyle ben başlıyorum. Var mısınız?


13 Mayıs 2014 Salı

Çık dışarı! - Nasıl yazıyorum? #13


Tıkandınız mı? Yazmaya başlamak gitgide zorlaşıyor, yazacak şey bulamıyor ya da kendinizi doğru ifade edemiyor musunuz? O zaman dışarı çıkmanın zamanı gelmiş. Yürüyüşe çıkın, spor salonuna gidin, bir parka gidip banka oturun ya da eşyalarınızı alıp farklı bir yerde (café, kütüphane, vs.) çalışmaya gidin. Her zamanki masanızdan ya da ofisinizden uzaklaşmak düşüncelerinizin olgunlaşmasını ve ifadelerinizin daha açık hale gelmesini sağlayacak. "Hareket berekettir." diye boşuna dememişler :)

Yazarlar ve kedileri

Writers and Kitties'den ilginç bir koleksiyon :) Kedi ve edebiyat ilişkisine dair bir kitap da Gökhan Akçura'nın Kedi Kitabı.

6 Mayıs 2014 Salı

Hayır diyebilmek - Nasıl yazıyorum? #12


Geçen yıl eski iş arkadaşlarımdan birini ziyaret ettiğimde, yazamama problemlerimden açıldı yine konu. Arkadaşım da yıllar önce doktora tezini yazarken benimle benzer problem yaşadığından bahsetti ve bana kendisine çok yardımcı olduğunu söylediği bir kitabını verdi: Mark Foster'ın  Get Everything Done and Still Have Time to Play kitabını. Foster bir çok zaman yönetimi yönteminin işe yaramamasının nedeninin insan psikolojisini hesaba katmaması ya da çok karmaşık sistemler içermesi olduğunu söylüyor. Bütün önerileri yerine getirmeye kalksanız, ne yazık ki bir kaç gün sonunda sıkılıp bırakıyorsunuz tamamiyle bu teknikleri. Foster sistem önermiyor. Davranış değişikliklerinin daha önemli olduğu ortaya çıkıyor anlattıklarından. Benim ilgimi çeken öneri "hayır demeyi öğrenmek" oldu, yani önceliklerinizi belirlemek ve önünüze çıkan her işi/fırsatı/öneriyi kabul etmemek. Evet, bazen karşınızdakine "hayır" cevabının nedenlerini anlatmak zor olabilir, ama eğer "hayır" ve "evet"'lerinizde tutarlıysanız, bir süre sonra açıklama yapmanıza bile gerek kalmayacak. Her "evet" dediğiniz işi/fırsatı/öneriyi hakkıyla yerine getirecek, "hayır"larınız içinse pişmanlık duymayacaksınız. En önemlisi de stressiz bir çalışma ortamı yaratacaksınız kendinize. Elimizde olmayan nedenlerle yapılacak şeyler listesi her gün uzarken, neden gereksiz maddelerle üzerimizdeki yükü artıralım, değil mi?