29 Temmuz 2014 Salı

Yolculuğa çıktığınızda...

...her gün kendinize bir kart atın ve nerede olduğunuzu ve o gün neler yaptığınızı yazın. Sonra eve dönüşünüzde, o kartları birleştirerek bir gezi günlüğü oluşturun. Bu günlüğü pullar, fotoğraflar ve o yere dair düşüncelerinizle tamamlayın. Ne güzel fikir değil mi? Hem gezi anılarınız taptaze kalır, hem de her gün yazmaya devam etmiş olursunuz. :) Bir taşla iki kuş... :)

24 Temmuz 2014 Perşembe

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Yaz(a)mama halleri ve Ispanaklı Tart

Yazma kampı başladığından beri bazı günler performansımın tavan yaptığını, ama çoğu zaman bir kelime bile yazamadığımı farkettiniz mi? Yazma rutininden hemen sonra kampa başladığım için yorgun oluşum, araya konferans girmesi, konferansın yorgunluğunun da üstüne binmesi ile bu ayı gerçekten çok verimsiz geçiriyorum. Bir tatile ihtiyacım var ama henüz o tatil zamanı gelmedi. Üstelik tatile kadar yapılacak/yazılacak binlerce şey var... Umarım enerjimi toplayıp motivasyonumu da yükselterek bir şekilde yakalayacağım eski ritmimi.

Bu arada başka şeyler yazarak telafi etmemeye çalışıyorum. Bloga yazarsam sanki bir şeyler yazmış olmanın rahatlığıyla tezi boş verecek, daha da erteleyecekmişim gibi geliyor. Bu yüzden bu ay neredeyse hiç bir şey paylaşmadım. Halbuki bir sürü taslak var bekleyen. Instagram'da da motivasyon mesajları yayınlıyor olmam ondan. Sadece kütüphaneye giderken bana eşlik eden sefer taslarını Tumblr'a koymaya çalışıyorum bu aralar. O da fotoğraf çekmeyi unutmazsam. Bir silkinip kendini bulma zamanı geldi de geçiyor. Bu nedenle belki faydası olur diye bir tarifle bloga dönüş yapmanın zamanı geldi diye düşündüm. Bakalım işe yarayacak mı?


Dün akşam yemeğinde ıspanaklı tart vardı. Hazırlarken aklıma bu tartı ilk yapışım geldi. Yüksek lisans mezuniyetim için kardeşim gelmişti Türkiye'den. Tabii ki sadece törene katılıp dönse olmazdı, İsviçre'yi de gezdik beraber. Yolculuklarımızda soğuk da yenebilecek şeyler alırdık hep yanımıza hem ekonomik olsun, hem de çok zaman kaybetmeyelim, daha fazla yer görebilelim diye. Ispanaklı tart yaptım bir seferinde. Aceleye ve acemiliğime geldi. Tadı, görünüşü tam bir felaketti. Hatta o kadar kötüydü ki, kardeşimin gözünü ve burnunu kapatıp yemeye çalışması gözlerimin önünden gitmez :) Tabii o zamanlardan bu zamanlara köprülerin altından çok sular geçti, ben bir çok kez tart, kiş yaptım. Kendimi geliştirdim, hatalarımdan ders aldım. Bu tarif "ustalık" ürünü diyelim. Test edildi, evimizin Fransız sakini tarafından onaylandı. Kardeşim bunun görüntüsü hakkında ne söyleyecek bilmiyorum, umarım ilkinin yarattığı travmanın üstesinden gelmesine faydası dokunur. :) İşte tarif:

Malzemeler:

  • Soğan
  • Dondurulmuş ıspanak (Mevsimi olsa ve tazesi bulunsa tabii ki daha güzel olur.)
  • Çiğ krema
  • Yumurta
  • Beyaz peynir
  • Dolmalık fıstık
  • Zeytinyağı
  • Tuz
  • Karabiber
  • Muskat rendesi
  • Kırmızı biber
  • Sarımsak tozu
  • Milföy

Yapılışı:
  1. Soğanı yemeklik doğrayın ve zeytinyağında kavurun.
  2. Ispanakları ekleyin.
  3. Ispanaklar suyunu çekince ocağın altını kapatıp kremayı ekleyin ve soğumaya bırakın.
  4. Karışım soğuyunca içine büyüklü küçüklü doğradığınız peyniri, dolmalık fıstıkları, baharatları ve 2 yumurtayı ilave edip karıştırın.
  5. Milföyleri birleştirerek kullanacağınız kabın büyüklüğünde bir hamur elde edin ve tercihen öncesinde yağlı kağıt serdiğiniz kaba yerleştirin.
  6. Üzerine karışımı dokun.
  7. 200°C'de önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana dek pişirin.
Notlar:
  1. İsterseniz kendiniz hazırlayacağınız bir tart hamuru da kullanabilirsiniz. Burada milföy tart hamurları hazır satılıyor, ben onlardan kullandım.
  2. Miktarı kremayı sevip sevmediğinize, malzemeleri kalın isteyip istemediğinize göre ayarlayabilirsiniz. Pişirme süreniz de ona göre değişecek. Ben 1 soğan, 300 gr. ıspanak, 1 kutudan biraz az çiğ krema kullandım. 
  3. Yağlı kağıt pişirme kabından tartı kırmadan çıkarmanıza yarıyor. 
  4. Soğan ve ıspanak yerine başka sebzeler kullanarak da bu tartı hazırlayabileceğinizi söylemeye gerek yok heralde...
  5. Bu tart sabah hazırladığım sefer tasında da yerini aldı :)





12 Temmuz 2014 Cumartesi

Koşmak ve alışkanlıklar...

Daha önce hangi alışkanlık olursa olsun yöntemin benzer olduğundan ve koşmak ve yazmak arasındaki benzerliklerden bahsetmiştim. Frugal Beautiful'un bu yazısında göreceğiniz üzere, hayatı boyunca hiç koşmamış biri yarı maraton koşabiliyorsa biz de hayatımız boyunca hiç yazmamış olsak bile bir kitap, hikaye, tez, deneme yazabiliriz. Tavsiyeler ve yöntemler yazma rutinindekilerle aynı.

Konferansa gitmiştim ama döndüm ve yazma kampına bugün itibariyle devam ediyorum.  Bir haftalık aradan sonra yine yazmaya başlamak zor olacak ama imkansız değil. Yazmaya devam!