30 Mart 2015 Pazartesi

Çocukları yazma sürecine dahil etmek - Nasıl yazıyorum? #25


The Professor is In'den Karen L. Kelsky, bundan yaklaşık 10 gün önce Facebook sayfasında ebeveyn yazarlar için bir çağrı yaptı ve kendinin de çocukları ile beraber nasıl yazdığını gösteren fotoğraflarını paylaştı. Benim çocuğum yok, ama birçok arkadaşım doktoralarına devam ederken çocuk sahibi oldu. Günlük aile/kişisel hayatları ile akademik kariyerleri arasındaki dengeyi bulmakta güçlük çektiklerini biliyorum. Tabii ki bu denge bütün yazarlar için bulunması ve sürdürülmesi zor bir denge. Peki bu dengeyi bulan ve koruyabilen yazarların stratejileri neler?

Ben bu konuda yine The Professor is In'de konuk yazar Katherine Vukadin'ın deneyimlerini sizinle paylaşmak istedim. Vukadin bir hukuk profesörü ve çalışma arkadaşlarından biri beraber kitap yazmayı teklif edince reddedemiyor, ama üç çocuğu ile nasıl hedeflerine ulaşacağı konusunda da başta emin olamıyor. Vukadin'ın tavsiyeleri arasında çocuklarının meşgul olduğu oyun, kamp, okul zamanlarının hepsini yazmaya ayırmak var öncelikle. Bunun dışında başka zamanlar da yaratmış Vukadin. Mesela çocuklarının pazar akşamları babalarıyla sinemaya gitmelerini sağlamış ve bunu bir aile geleneği haline getirmişler. Onlar sinemadayken o da kitabını yazmış. Çocuklarının büyük bir zaman dilimini evde geçirdikleri yaz süresince de Vukadin, çocuklarına "rüşvet" vermiş, onları tatlılıkla da olsa kandırmış ya da onlara yalvarmış ve sonuç olarak kitabını zamanında bitirmiş. Kitabı ve yazma süreci aslında hiç beklemediği bir etki de yaratmış: Özellikle büyük oğlu kitabını sahiplenmiş ve onunla gurur duymuş, hatta kendisinin de ileride bir kitap yazabileceğini söylüyormuş. Bence bu anlamda kullandığı taktikler bir şekilde çocuklarının kitap projesini sahiplenmesini ve dolaylı da olsa katkıda bulunmalarını sağlamış ve sonuç iki taraf için de tatmin edici olmuş.

Blog yazarları arasında da çocuğu dünyaya geldikten sonra dengeyi bulmakta güçlük çektiğinden bahseden, hatta yazmaya ara verenleri sıklıkla görüyorum ve okuyorum. Aynı şey, nedeni ne olursa olsun, kişisel ve profesyonel hayat dengesi bulmakta güçlük çekenler için de geçerli. Ama başkalarının deneyimleri gösteriyor ki yazmak isterseniz gayet yaratıcı çözümler bulabilir ve hedefinize ulaşabilirsiniz.

Herkese iyi haftalar!

20 Mart 2015 Cuma

1/3 - Nasıl yazıyorum? #24



Daha önce iyi bir giriş ve sonucun nasıl olması gerektiğiyle ilgili bir yazı yazmıştım hatırlarsınız. Kurgu yazarları için araştırmalarım devam etmekte. Şimdiye kadar en ilgimi çeken tavsiyelerden birini paylaşacağım bugün. Tavsiye Michael Moorcock'tan: Romanınızın (hikayeniz de olabilir bu) ilk üçte birlik kısmında karakterlerinizi ve konunuzun ana hatlarını okuyucuya tanıtmalısınız diyor Moorcock. Bunu izleyen üçte birlik kısımda karakterleri ve temaları geliştirecek, son üçte birlik kısımda da akılda kalan sorulara cevap vereceksiniz.

The Guardian'ın derlediği diğer Michael Moorcock yazma tavsiyeleri ise burada.

Herkese iyi haftasonları!


2 Mart 2015 Pazartesi

Bir defter hikayesi #6 - Yazı motivasyon defteri


Zinciri kırmamanın önemini bu aralar daha da iyi anlıyorum. Ara verince blog yazılarına, hem yazmak için zaman, hem de yazacak konu bulmak zorlaşıyormuş gerçekten. Üstelik bu aralar bütün zamanımı da teze ayırdığım ve normal çalışma kapasitemin de çok üstüne çıktığım için daha da zorlaştı hem blogları takip etmek, hem de içerik üretmek. Umarım yine haftalık yazı düzenine geri dönebilirim.


Siz büyük bir ihtimalle giriş ve sonuçlarla ilgili bir yazı bekliyordunuz, ama sizden geri dönüşler beklentilerinizin yüksek olduğu hissini uyandırdı bende. Özellikle edebi yazılar için bir süre daha araştırmak zorunda hissettim kendimi. O yüzden bir defter hikayesi ile devam edelim.

Bu defteri Mürekkep Faresi'nin çekilişinde kazanmış ve bir teşekkür yazısıyla daha önce paylaşmıştım. Uzun süre bu güzel defteri nasıl hakkıyla kullanabileceğim konusunda tereddüt ettim. Sonuç olarak sizinle de arada bir paylaştığım yazmakla ilgili sözleri bu defterde toplamaya karar verdim.


Spiralli oluşu ve küçük boyutuyla masa takvimleri gibi dik durabiliyor, ben de hemen bilgisayarımın yanında tutuyorum. Lenwa markalı 7.5 x 10.5 cm boyutlu bir defter. Çizgili 116 sayfası var. Islak mürekkep ve dolmakalemler için pek kullanışlı değil, ilk resimden de görebileceğiniz gibi sayfa arkasında kanama yaptı, başka kalemlerle de gölgeleme yapıyor. Karton kapağında Van Gogh'un Garden with Flowers tablosu var. Bence defterin tek eksiği, yanınızda taşımak isterseniz çanta içinde açılmasını önleyecek bir lastiğinin olmayışı. Ama benim kullandığım şekliyle göz ardı edilebilecek bir eksik.

"Güzel defterlerim var, kıyıp da kullanamıyorum. Ne yazabilirim?" diye düşünenlere umarım bir fikir vermişimdir. Siz böyle bir defteri nasıl kullanırdınız?

Herkese iyi haftalar!